Erime ve Kaynama Noktası Nedir?
Maddeler doğada katı, sıvı, gaz ve plazma hali olmak üzere dört fiziksel halden birinde bulunurlar. Erime Nedir? (Erime Olayı Nedir?) Katı haldeki bir maddeni
Pow
@powErime Nedir? (Erime Olayı Nedir?)
Katı haldeki bir maddenin enerji alarak sıvı hale geçmesi olayına erime denir. Doğada bulunan bütün maddeler belirli koşullar (sıcaklık ve basınç) altında katı, sıvı, gaz ve plazma hali olmak üzere dört fiziksel halden birinde bulunurlar. Örneğin su, katı haldeyken buz, sıvı haldeyken su ve gaz halindeyken ise buhar olarak adlandırılır. Katı haldeki maddelerde maddeyi oluşturan atomlar veya moleküller birbirlerine oldukça yakın, aralarındaki boşluk yok denecek kadar az ve sıkışık bir vaziyette (istiflenmiş halde) bulunurlar. Hareket kabiliyetleri oldukça sınırlandırılmış durumda olan katı tanecikleri yalnızca bulundukları yerde titreşim hareketi yapabilirler. Katı haldeki bir maddeye dışarıdan bir miktar enerji verilirse (madde ısıtılırsa) bir süre sonra taneciklerinin titreşim hareketinin hızı artar ve biz bunu sıcaklık olarak algılarız. Örneğin ısıtılmış durumdaki bir metal parçasına elimizi dokundurduğumuzda çok sıcak olduğu için hemen çekeriz.
Peki, sıcaklığını arttırdığımız katı maddeyi daha da ısıtmaya devam edersek ne olur? Katı maddeyi oluşturan tanecikler arasında Van der Waals kuvvetlerinin bir türü olan tanecikler arası çekim kuvveti denilen bir kuvvet vardır. Bu kuvvet sayesinde katı maddeler belirli ve düzgün bir şekle sahip olabilmekte ve dağılıp parçalanmamaktadırlar. Sıcak durumdaki katı maddeyi ısıtmaya devam edersek maddeyi oluşturan tanecikler bir süre sonra aldıkları enerjiyi artık titreşim hareketlerini hızlandırmak (sıcaklıklarını arttırmak) için değil birbirlerini bir arada tutan tanecikler arası çekim kuvvetini yenmek için kullanmaya başlarlar. Bir süre sonra atomları veya molekülleri bir arada tutan ve katının dağılıp parçalanmasını önleyen tanecikler arasındaki bağ kırılıp kopar. Bağın kopmasından sonra katıyı oluşturan atomlar veya moleküller bulundukları yerden ayrılarak daha serbest bir şekilde hareket etmeye başlarlar. Böylelikle katı haldeki madde eriyerek sıvı hale geçmiş olur.
Erime Noktası Nedir? (Erime Sıcaklığı Nedir?)
Katı haldeki bir maddenin eriyerek tamamen sıvı hale dönüşmesi için belirli bir sürenin geçmesi gerekir. Erime süresi boyunca katı-sıvı karışımının (eriyik) sıcaklığı değişmez. Katı haldeki bir maddenin sıvı hale geçmeye (ilk sıvı damlacıklarının oluşmaya) başladığı andaki sıcaklığa erime sıcaklığı veya erime noktası denir. Bütün maddelerin atomlarının veya moleküllerinin yapısı birbirinden farklı olduğu için tanecikler arası çekim kuvvetlerinin büyüklüğü de aynı olmaz. Bundan dolayı erime sıcaklığı bütün maddeler için ayırt edici bir özellik olup ancak; aynı maddenin farklı basınç altındaki ortamlardaki erime noktası değerleri aynı olmaz.
Örneğin hava sıcaklığının sıfırın altında (eksi) olduğu çok soğuk ve kar yağışlı bir kış gününde sokakta yürürken yerden aldığımız bir parça karı iki elimizin arasına alıp sıkıştırtığımızda hemen erimeye başladığını görmüşsünüzdür. Peki, hava sıcaklığının buzun erime noktası olan sıfır derecenin altında (eksi bir değerde) olduğu bir ortamda nasıl oluyor da ellerimizin arasına alıp sıkıştırdığımız kar parçası erimeye başlıyor. Çünkü katı maddelerin erime noktası üzerlerine uygulanan basınç arttıkça düşer, azaldıkça yükselir. Bundan dolayı ellerimizin arasına alıp sıkıştırmış olduğumuz karın, üzerine etki eden basınç kuvveti arttığı için erime noktası da düşmüştür.
Kaynama Nedir? (Kaynama Olayı Nedir?)
Sıvı haldeki bir maddenin enerji alarak gaz (buhar) haline geçmesi olayına kaynama denir. Bir kapta bulunan sıvıyı yavaş yavaş alttan ısıtmaya başladığımızda kinetik enerjisi artan tanecikler yukarı doğru hareket ederek kaptan ayrılmaya çalışırlar. Ancak dışarıdaki açık hava (atmosfer) basıncı kabın içerisinde bulunan taneciklerin sıvının yüzeyine ve kabın çeperlerine çarpmaları sonucu oluşturmuş oldukları buhar basıncından daha büyük olduğu için kabın içerisindeki atom veya moleküller bir türlü kaptan ayrılıp dışarı çıkamazlar. Ancak öyle bir an gelir ki kabın içerisinde bulunan taneciklerin oluşturduğu toplam buhar basıncı açık hava basıncına eşit olur ve biz bunu sıvının yüzeyine çarparak kaptan ayrılmayan çalışan taneciklerin oluşturduğu fokurdama sesinden anlarız. İşte tam bu sırada kabın içerisine daldırmış olduğumuz bir termometre yardımı ile ölçmüş olduğumuz sıcaklık değerine kaynama sıcaklığı denir. Kaynama süresince sıcaklık değişmez. Artık bu andan itibaren kabın içerisinde bulunan taneciklerin oluşturduğu toplam buhar basıncı açık hava basıncını yenmiştir ve birer ikişer kaptan ayrılmaya başlayan tanecikler buharlaşma dediğimiz bir olayın gözlenmesini sağlar.
Kaynama Noktası Nedir? (Kaynama Sıcaklığı Nedir?)
Bütün maddelerin atomlarının veya moleküllerinin yapısı birbirlerinden farklı olduğu için tanecikler arası çekim kuvvetlerinin büyüklüğü de aynı değildir. Bu nedenle kaynama sıcaklığı maddeler için ayırt edici bir özellik olup ayrıca aynı maddenin farklı basınç ortamlarındaki kaynama noktası değerleri de aynı değildir.
Yer çekimi kuvvetinin etkisi ile atmosferde (hava küre) bulunan gazlar Dünyamız tarafından aşağıya doğru çekilmektedir. Atmosferi oluşturan bu gazlar sonuç olarak ağırlık nedeniyle yer küre üzerinde bir basınca neden olmaktadırlar. Biz bu basınca açık hava veya atmosfer basıncı diyoruz. Ancak yerden yükseldikçe kütle çekim kuvvetinin etkisi azalacağı için havanın yoğunluğu da azalır ve hafifleyen havadan dolayı yükseklere doğru çıkıldıkça açık hava basıncı da azalmış olur.
Deniz seviyesinden yükseklere doğru çıkıldıkça bir sıvının kaynama noktası düşer. Çünkü yükseklere doğru çıkıldıkça atmosfer basıncı azalır. Basınç arttıkça ise sıvıların kaynama noktası yükselir örneğin düdüklü tencerede yemekler daha çabuk pişer. Çünkü 1 atmosfer basınç altında ve deniz seviyesinde su ancak 100 °C'de kaynar. Ancak düdüklü tencerenin ağzı sıkıca kapalı olduğu için sıcaklığı artan ve kaynama noktası olan 100 °C'ye ulaşan suyun içerisindeki moleküllerin dışarı çıkıp düdüklü tencereden ayrılma imkanları bulunmadığı için zamanla aldıkları ısı enerjisi nedeniyle kinetik enerjileri daha da artar ve bu da düdüklü tenceredeki buharın sıcaklığının ve basıncının artmasına ve içerisindeki yemeğin daha çabuk pişmesine neden olur.
Published Date:
May 01, 2020
Updated Date:
December 07, 2023